Türk insanı ve İngilizce arasında ki ilişkiye baktığımızda hepimiz bir şekilde İngilizce biliyoruz. Dışarıya karşı kendimizi öyle lanse ediyoruz. Nasıl ki biri bize yol sorduğunda bilsek te bilmesek te tarif etmeye çalışıyorsak, İngilizcede öyle bizler için. Peki yeterli mi? Hayır. Tabii ki de değil. Ben bu zamana kadar edindiğim tecrübelerden, bu alanda bir eksik olduğunu görüp ilerlemeyi seçtim. Bir tercüme bürosu sadece İngilizce ile olmaz diyenler oldu. Oysa bu konuyla ilgili Betül Mardin’in söylediği bir şey vardı. Bu işe başlarken oradan esinlendim bende, o da “yapacağım dediklerini en iyi şekilde yap, kalbinle yap”. Bende bu sektörde süre gelen alışkanlıkları değiştirip, sorunun bir parçası değil, aksine çözüm odaklı dolayısı ile farklı, sektöre değer katacak, kalitemi ortaya koyarak, tercih edenlerin içine sinecek işlere imza atıp, en iyilerden biri olmayı hedefliyorum.
Nasıl pek çok ülkede ürettikleriniz, sizi ve çalışanlarınızı temsil ediyor, size belli bir itibar kazandırıyorsa, bu ülkeler ve kişilerle kurduğunuz temas ve doğru iletişim içinde olmakta bir o kadar önemli. Yaptırmış olduğunuz tercümenin önemi ve doğruluğu burada devreye giriyor. Yapılan tercümeleri, şirketinizin değerine değer katan adımlardan biri olarak görebilirsiniz dersek yanlış bir tabir kullanmış olmayız. Bütün bu yazdıklarımı, sizinle ve sizin için yapabilecek güçteyiz, iş birlikteliğine de açığız. Buradan hareketle, yanlış tercüme, size para, zaman ve prestij kaybettirir. Dolayısı ile hafife alınacak bir şey değildir.
Peki, bütün bu söylediklerimizin ışığında, tercümeyi teknik açıdan ele alacak olursak, tercüme yaparken nelere dikkat edilmeli? Biraz da buna değinelim istiyorum. Metni elimize aldığımız gibi ilk cümleden çevirmeye başlanmamalı. Öncelikle metin baştan sona okunmalı. Metnin neden bahsettiğini iyice kavradıktan sonra, konuya ilişkin metin içinde yer alan terminolojik kavramlar göz önünde bulundurularak, içlerinden metine en uygun olanı seçilip kullanılmalı. Tercüme metnin bütünlüğüne bağlı kalmalı. İfade anlamında cümleler arasında bir kopukluk olmamalı. Okuyucuyu durağanlığa sevk edip sıkmamalı. Asıl anlatılmak istenene sadık kalmalı, konudan sapmamalı. Metin, tercümenin tutarlılığını ve ahengini kontrol için belli aralıklarla durup en baştan okunması gerektiği gibi, çeviri tamamlandığında hemen teslim etmek yerine, hata payını ortadan kaldırmak adına, baştan itibaren tekrar okunup, son halinin verilmesini tavsiye ediyoruz.