Her ülkenin dünya üzerinde ki varoluş hikayesi farklıdır. Var olma mücadelesi süresince, Amerika’nın keşfinden, birçok alanda etkisi olmuş insanlarına, beyazların, siyahlara yaptığı zulümlere, bu konuda yazılan kitapların dışında, siyahların tuttukları günlüklerden de bu konuda bilgi ediniyoruz. Büyük buhrandan, boykotlara, siyahlarla beyazlar arasında süren çekişme, sanatta çekilen filmlere, edebiyatta yazılan romanlara ve şiirlere ilham kaynağı olmuştur. Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünde bahsetmiş olduğum alanlarda ki yapıtlardan da örnekler izleme, okuma fırsatı ediniyorsunuz.
Bu ülkeyi baştan sona her şeyiyle öğrenmek istiyorsanız, merakınız varsa, ilgi duyuyorsanız Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümü’nde okumak sizin için güzel olabilir.
Bir de bu konu üzerinden çok karşılaştığım bir şeyi eleştirel olarak dile getirmek istiyorum. Bizlerde, Amerikan tarihini ve edebi eserlerini kendi tarihimiz, eserlerimizle ya da İngilizlerin ki ile kıyaslama huyumuz var. Amerika’nın tarihi ne bizim ki kadar ne de İngilizlerin ki kadar uzun değil, kabul ama her devletin ki kadar orada yaşayanlar için önemli. Eleştirilerimizi bunu bilerek yöneltelim. Önemli olan bir ülkenin dünya ve tarih sahnesinde ne kadar az veya çok yer aldığı değil. Bu süre zarfında yaptıklarıdır. Her ülkenin vatandaşlarının kendi tarihini doğru öğrenme, anlama, ülkenin çocuklarına ve gençlerine anlatma yükümlülüğü vardır. Biz Türkler olarak bu görevimizi daha fazla yerine getirmeliyiz. Bu yöndendir eksiğimiz.